Yeniçağ Gazetesi’nin bugünkü manşeti…
Gazetemizi okumak için tıklayınız…
Sinan Ateş’in annesi, ‘Oğlumu bunlar öldürttü’ deyip isim isim saydı
“OĞLUMUN KATİLLERİ DIŞARDA AZMETTİRİCİLER MAHKEMEDE”
“Benim oğlumun katillerini Devlet Bahçeli söylesin” diyen Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş, MHP’deki 4 ismi sayarak “Bunlar oğlumun katili” ifadelerini kullandı. Anne ateş “Eğer adalet sağlanmazsa o kadar canlar gidecek ki” diye gözyaşı döktü.
Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı davanın görülmesine dün devam edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumla n Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, avukatları ile taraf avukatlarıı katıldı.
Duruşmayı, Sinan Ateş’in eşi müşteki Ayşe Ateş ve yakınlanı ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Sözcüsü Idris Şahin, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, CHP milletvekilleri Deniz Demir ve Mahir Polat, İYİ Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır da izledi.
Mahkeme Başkanı Mehmet Güven, avukat taleplerine yönelik duruşma savcısına söz verdi. Savcı, avukat taleplerinin davaya katkı sağlayamayacağından reddine karar verilmesini istedi. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarının, dosyaya giren cinayet anına ilişkin bilirkişi raporunun reddi ile bazı avukatların yeni tanık dinlenilmesi yönündeki taleplerini reddetti. Başkan Güven, önceki celse sunulan mütalaaya ilişkin maktul Sinan Ateş’in eşi müşteki Ayşe Ateş’e söz verdi.
Adaletin gerçekleşmesini beklediklerini belirten Ayşe Ateş, “Benim öldürülen kocamın davası devam ediyor. İddia makamı, milletimizin devletimizin yani Cumhuriyetimizin temsilcisidir. Sayın mahkeme de Türk milleti adına karar verir. Cumhuriyetimiz ve milletimiz adına yetkili makamların karşısındayız. Devletimizin ayakta kalması için milletimizin birlik ve barışı, adaletin tecellisi her şeyden önemlidir.” dedi. Başkalarının ölmemesi için sabır ve acıyla adaletin gerçekleşmesi gerektiğini söyleyen Ayşe Ateş, şöyle devam etti:
“Keşke dememek için hakkaniyetli, hukuka uygun adaletin sağlanması en büyük arzumdur. Dünyadaki hiçbir şey insanın huzur ve mutluluk içinde Rabbine kavuşmasından daha önemli değildir. Ne mal, ne makam, ne de hırs sahiplerine bir şey kazandırmamıştır. Savcının mütalaasında aleyhimize olanları reddediyor ve mahkemenin vicdanıyla, adaletiyle, hukuka uygun karar vermesini saygıyla arz ve talep ediyorum.”
Sinan Ateş’in annesi müşteki Saniye Ateş, sanıkların yüzlerini görmek istemediğini belirterek, “Benim oğlumun katilleri dışarda, azmettiricileri burada. Bundan sonraki hayatları öyle bir zehir olsun ki analarının babalarının yüzüne bakamasınlar. Bizi yaktıkları yerlerden yansınlar aynı şekilde. Utanmadan insan içine çıkabileceklerse ben bunlara bir şey demiyorum. Ama yine de tekrar ediyorum benim oğlumun katilleri para için yaptılar. Benim oğluma vurulan kurşundan çok benim canımı hiçbir şeye acıtmaz. İki yavruyu yetim bıraktılar. Evlat acısıyla yansınlar. Allah’a havale ediyorum” ifadelerini kullandı. Saniye Ateş beyanda bulunurken, izleyicilerden “Amin” diyerek yüksek sesle tepki veren kişi mahkeme başkanının talimatıyla tutanak tutularak dışarı çıkartıldı.
Maktul Ateş’in kardeşlerinden Selda Kazanç ise ne kadar sürerse sürsün davadan vazgeçmeyeceklerini ifade ederek, “Ahmet Yiğit Yıldırım, Olcay Kılavuz, İzzet Ulvi Yönter ve Ömer Şanlı, bunların hepsinin isimlerinin dava dosyasına girmesini istiyoruz. Sinan Ateş’i neden katlettiklerini çıkıp söyleyemiyorlar. Allah bize yaşattıklarının hepsini yaşatsın, hakkımızı helal etmiyoruz ama adaleti görmek istiyoruz. Sinan’ın geri gelmeyeceğini biz biliyoruz bu davayı da hayatımız boyunca devam ettireceğiz, biz öldükten sonra çocuklarımız bu davayı devam ettirecek Sinan Ateş’in adı unutulmayacak.” beyanında bulundu.
Sinan Ateş’in kardeşi Sevda Ateş de mahkemenin adaleti sağlayacağına inandıklarını belirterek, “Belki biz görmeyiz ama Allah’ın adaletinden sanıkların hiç birisi kaçamayacak.” dedi.
Müşteki Selman Bozkurt, adalete güvendiğini kaydederek, mahkemeden suçluları en ağır cezayı almasını talep etti. Müşteki ve avukat beyanlarının ardından verilen arada basın mensuplarına konuşan anne Saniye Ateş, çok ciddi suçlamada da bulunup isim verdi. “Oğlumun öldürme planı gölbaşı çiftlikte yapıldı. Tapusu Olcay Klavuz’un değil ama onun çiftliğinde yapıldı. Benim oğlumun katilleri dışarıda. Benim oğlumun katilleri MHP’de. MHP’yi karalamak istemiyorum. İçindekileri diyorum. Yine tekrarlıyorum. Benim oğluma vurulan kurşundan fazla beni hiçbir şey acıtamaz. Bir canım var” diyen anne Ateş, şöyle devam etti:
“İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım bunlar benim oğlumun katili. Bunlar öldürttü benim oğlumu. Eray Özyağcı vurdu oğlumu ama aldığı para karşılığında vurdu. Önüne çok affedersin bir kaşık yal koydular. Onun için benim oğlumu öldürdü. Benim oğlumun katilleri Devlet Bahçeli söylesin. Devlet Bahçeli’den habersiz o camiada eğer ki bir nefes alınıyorsa istedikleri her cezaya razıyım. İsmi anıldığı an herkes yakasını ilikliyor. Ben çocuklarımı Devlet Bahçeli’nin değil MHP’nin içine doğurdum. Ve ben MHP’nin içinde yetiştim. Benim yaşım yetmiş. Benim oğlumu oradakiler öldürdü. Bunlar tetikçi…”
Oğlunun katledilmesinde yanıtın Devlet Bahçeli de olduğunu söyleyen Saniye Ateş, “Benim oğlum ona sunduğu şeylerden dolayı mı onu görevden aldı. Kendisi söylesin ne sunduğunu. Ölmezsem ben söylerim” dedi. Sinan Ateş’in ablası Selma Ateş de katillerin MHP’nin uçunda olduğunu kaydederek, şu ifadeleri kullandı:
“Bu kadar delil varken siz hala kimi saklıyorsunuz, en tepedekini. Benim kardeşimi Ülkü Ocakları Genel Başkanı yapan Devlet Bahçeli’dir. Görevden alan da odur. Devlet Bahçeli, Sinan’ı görev den alırken ne dedi? Ben biliyorum, kendisi açıklamalı. Hâlâ azıtıyorlar. Banka hesaplarımıza, telefon görüşmelerimize ulaşabiliyorlar. Çocuklarımızın can güvenliği var mı? Sinan Ateş’in cinayeti en karanlık cinayet olarak tarihe geçecek.
SAVUNMA YAPAN SANIKLAR ‘ADALET’ VE ‘EŞİTLİK’ İSTEDİ!
Duruşmada, müşteki ifadelerinin ardından tutuklu sanıkların esas hakkındaki savunmalarına geçildi. Tetikçi Eray Özyağcı, maktul Ateş’i tasarlayarak öldürmediğini iddia ederek, “Benim niyetim öldürmek olsaydı öldürürdüm. Karşısına çıktığım zaman ayağına ateş etmezdim, kafasına, göğsüne ateş ederdim. Siz beni ölümden sorumlu tutuyorsanız kamera kaydından kastim net olarak belli. Ben suçumu zaten kabul ediyorum. Ama bu şekilde bana zulmedilmez. Benim kastim vallahi öldürmek değildi. Sesimizi kimseye duyuramıyorum. Ben kimsedenkorkmuyorum. Ben adalet istiyorum” dedi.
Silahlı eylemi organize eden ve azmettirici olarak yargılanan tutuklu sanık Doğukan Çep de Anayasa’nın 10. yani “eşitlik” maddesinden yararlanmak istediğini belirterek şunları söyledi: “Vereceğiniz her türlü karara saygılı ve de razı olduğumu bilmenizi isterim. Gönül ister ki olguya göre karar verilmesidir. Gönlüm rahat vicdanım rahat. Ben Ankara’ya kimseyi öldürmeye göndermedim, gönderirsem gönlüm rahat olmazdı. Çünkü ben birinin ölüm emrini vermiş olacaktım. Bunu da yapsaydım zaten derdim ki ‘Evet ben bunu öldürmeye gönderdim’ derdim. Delikanlı gibi söylerdim daha önce de söyledim.”
Olayda motosikleti kullanan tutuklu sanık Vedat Balkaya da “Asılsız bir iddiadır tanık beyanları ve bu konudaki iddialar kesinlikle mesnetsiz ve iftiradır. Bunları reddediyorum. Bu olay benim gözümde basit bir alacak verecek meselesi, bunun ötesine geçmeyeceğini ben kendimce düşünüyordum” iddialarını dile getirdi.
Tutuklu sanıklardan eski Ülkü Ocakları Genel Merkez Yöneticisi Tolgahan Demirbaş da savunmasında şunları öne sürdü:
“Daha önce de söylediğim gibi iddianameyi reddediyorum. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Bu mütalaada üzerime atılan suçlamaları reddediyorum. Olaya karışanları tanımıyorum. Maktul ile herhangi bir husumetim yoktur. Benim azmettirici olduğumla ilgili bir delil bile yoktur. Kimse de buna inanmıyor Sayın Savcı dışında. Azmettiricilikle ilgili tek bir soru bile sorulmadı. Bana ağırlaştırılmış müebbet istenmesini anlamak mümkün değil. Doğukan ve Tolgahan’ın plan yaptığı söyleniyor ama herhangi bir delil yok. Ben müebbet ceza istenecek herhangi bir suça bulaşmadım.”